9/5/2002

 

Ergüçlü: KIBRIS TV ve Platform programına hoş geldiniz Sayın Alvaro De Soto. Burada olmanızdan dolayı mutluyuz ve bize Kıbrıs sorununun hassas dönemden geçtiği bir zamanda birkaç soru sorma fırsatı verdiğiniz için teşekkürler. BM Genel Sekreteri Kofi Annan gelecek hafta Kıbrıs'a geliyor. Bu, Kıbrıs'ta çözüm arayışlarında önemli bir adım gibi görünüyor. Genel Sekreterin gelişinden ne beklemeliyiz?

 

De Soto: Beni bu programa davet ettiğiniz için teşekkür ederim. Bu, bana halka bir şeyler söyleme imkanı sağladı ki ben de bunun zamanının geldiğine inanıyorum. Genel Sekreter buraya öncelikle ve en önemlisi cesaret vermek ve mümkünse, uzun zaman önce başlayan, geçen yılın Aralık ayında da, Genel Sekreterin çağrısıyla, iki liderin benim de katılımımla doğrudan görüşmelere başlamaya karar vermesi ile hız kazanan sürece yeni soluk katmak için geliyor. Konunun, gereken aciliyetle ele alınmadığı konusunda Güvenlik Konseyi'nin endişesi var. Bu endişe Genel Sekreter tarafından da paylaşılmaktadır. Aciliyet, ortada bir fırsatlar penceresi olmasından ve bu fırsatın, çok eski Kıbrıs sorununda anlaşmaya ulaşmak için muhtemelen en iyi son fırsat olmasından kaynaklanıyor. Bizim BM'de hissettiğimiz, bu fırsat iki lider tarafından aciliyetle, ciddiyetle, uzlaşmacı bir ruhla ve al-ver anlayışıyla yakalanması gerektiğidir. İki taraftan hiçbiri süreçten tüm isteklerine ulaşmış olarak çıkmayı bekleyemez. İnanıyorum ki güneydeki ve kuzeydeki insanlar bunun farkındadır. Liderlerini, uzlaşmaya ulaşmak için böyle yapıcı bir sürece başlamaları halinde cesaretlendireceklerini düşünüyorum. Şimdi Genel Sekreter buraya iki tarafı cesaretlendirmeye geliyor. Ve BM'nin, kendilerine, uzun süreli çözüm arayışı çabalarında nasıl yardımcı olabileceğini görüşmeye geliyor. Görüşeceği bu olacaktır.

 

Ergüçlü: Güvenlik Konseyi Başkanı'nın Kıbrıs'la ilgili son açıklamasında, "iki tarafın ortak alanlardaki fikirlerini kağıda geçirmenin zamanı geldi" denmektedir. Bu açıklamayla, Genel Sekreter'in iki lidere çözüm arayışlarında yardımcı olmak amacıyla bir belge getirmesi mümkün müdür?

 

De Soto: BM'nin böyle bir şeyi yapabileceği tartışılamaz. Ama biz inanıyoruz ki, iki liderin, danışmanlarının yardımıyla bunu kendilerinin yapmaları daha önemli ve en iyisidir. Ancak, kemikleşmiş pozisyonları ve aralarındaki ayrılıklar varken, bunu kendilerinin yapıp yapamayacağına dair endişeler ortaya çıkmıştır. Ve iki taraf, bir şekilde kendi pozisyonlarının ve söylemlerinin esiri olmuşlardır. Onlar için soruna esneklik ve hayal gücüyle yaklaşmak zordur. Ancak, eminim ki, ikisini de bugüne kadar tanıdım, soruna, al-ver anlayışı ve aciliyetle yaklaşmaları halinde, bunu yapabilecek durumdadırlar. Dolayısıyla bırakın iki liderden sorumluluklarını almayalım. Çözüme ulaşmak onların sorumluluğudur. Çözüme Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler ulaşmalıdır. Üçüncü bir taraftan gelecek yardım, sorunu çözmede onların istekliliklerinden sonra gelebilir. Çünkü dışarıdan herhangi bir çözüm empoze edilemez.

 

 Ana Sayfa