24/7/2003

 

İtalya’nın Kıbrıs Büyükelçisi Gerardo La Francesca, Süleyman Ergüçlü’nün sorularına şu cevapları verdi:

 

Ergüçlü: İtalya’nın Kıbrıs Büyükelçisi Gerardo La Francesca, davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.

 

La Francesca: Beni buraya davet ettiğiniz için ben teşekkür ederim.

Ergüçlü: İtalya, şimdi Avrupa Birliği (AB) başkanlığını üstlendi. İtalya, Kıbrıs sorunuyla ilgili nasıl bir rol üstlenmeyi düşünüyor?

La Francesca: İlk olarak, söylememe izin verin ki Kıbrıs sorunu İtalya için çok önemlidir. İtalya, Kıbrıs sorununda rolü olan tüm ülkelerle iyi ilişkiler içerisindedir. İtalya, bir Akdeniz ülkesidir ve biz coğrafi ve hatta kültürel olarak kendimizi Kıbrıs’a yakın hissediyoruz. Aynı zamanda, adayla tarihsel bağlantılarımız var. Emin olun ki İtalya’nın 6 aylık başkanlık dönemi boyunca Kıbrıs’a önem verilecektir. Bu gereklidir.

   Bir çözüme ulaşılması için elimizden gelen yardımı yapacağız. Birçok kez ifade ettiğim gibi, çözüm herkesin çıkarınadır. Kıbrıslıların, AB’nin ve üye ülke olan İtalya’nın çıkarınadır. Özelikle, Kıbrıs sorununun çözümü birçok olumlu gelişmeleri de getirecektir. Çözüm yaratabilecek durumda, sorunların üzerine değil, tüm tarafların kazançları üzerine odaklanmak daha önemlidir. Bir İtalyan vatandaşı olarak Kıbrıs sorununun çözümlenmesinin getireceği olumlu gelişmelerin oldukça farkındayım.

 

Ergüçlü: Kıbrıs sorunu için nasıl bir çözüm öngörüyorsunuz?

 

La Francesca: Bu çok zor bir soru. Kıbrıs sorununa kesin bir çözüm önerebileceğimizi sanmıyorum. Çözümü, Kıbrıslılar kendileri bulmak zorunda. Adada yaşayan, geçmişte uzun bir tarihi olan ve geleceklerini belirleyecek olan insanlara saygı göstermeliyiz. Bu sizin geleceğinizdir. Kıbrıslıların geleceğidir. Masada bir önerinin olduğunu biliyoruz ve İtalya, doğal olarak, bu öneriyi görüşmeler için zemin olarak destekliyor. Biz, Kıbrıs sorununa olumlu bir çözüm bulunması için yapıcı bir atmosfer içinde müzakerelerin yeniden başlamasını ümit ediyoruz.

Ergüçlü: Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması için görüşmelerin yeniden başlaması konusunda aklınızda bir tarih var mı? Eylül ayından bahsediliyor...

La Francesca: Tabii ki, en erken zamanda olması en iyisidir. Eylül ayı... Eğer görüşmeler eylül ayında başlarsa, bundan mutluluk duyarız. Birtakım tarihler vardı, maalesef bunlar geçti. Gelecek yıl içinde başka tarihler vardır. Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması için daha fazla zamanın kaybedilmemesini ümit ediyorum.

Ergüçlü: İki toplumlu etkinliklere ve iki tarafın insanlarının bir araya getirilmesini desteklemeye özel bir ilgi gösteriyorsunuz. İki toplumun bir araya getirilmesi yönünde adımlar atıyorsunuz. Bunun hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

La Francesca: Evet, birtakım adımlar attık ki oldukça ilginçti. Bunu sadece devletimin hükümetimin temsilcisi olarak söylemiyorum ama bir birey olarak da söylüyorum. Buluşma ve birlikte bir şeyler yapma imkanı olmayan insanların sonunda bir şeyler yapmasını görmek çok ilginçti. Eğer olumlu bir rolümüz olduysa, bu bizim için mutluluk vericidir.

   İnsanların olumlu bir yönde işbirliği içinde mükemmel sonuçlar elde etmesini görmek de çok güzeldi. Bu etkinliklerin, siyasi diplomatik alanlarda hiçbir somut sonucu bulunmamaktadır. Hiç kuşkusuz Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların bir araya gelmesi ve birlikte tiyatro çalışmaları yapması, sağlık, çevre ve tıp alanlarını ele almaları, Kıbrıs sorununu çözmez. Bizim amacımız muhakkak daha mütevazı idi. Biz çok alçak seviyeden uçuyoruz, insanlara daha yakın. En azından bunu denedik. İki kesimin kaynaşarak, birlikte, olumlu bir fiziksel tepki yaratmaları bizim için memnuniyet vericidir. Mesela tiyatro... Tiyatro çalışması iki hafta süren bir organizasyonla gerçekleşti. İtalyan direktör gelerek, insanlarla tanıştı. İlk başta biraz psikolojik sorunlar oldu. Birtakım oluşturdular ve 15 gün içinde eşsiz bir performans sergilediler. Kendi dillerinde konuştukları için birçok insan anlamamış olabilir, ancak buna rağmen performans oldukça ilginçti. Bu çok ilginç bir tecrübeydi. Kıbrıs’taki dillerin birlikte kullanıldığı bir çalışma ilk kez yapıldı. Bu iyi bir çalışmaydı, kuşkusuz ki bunu kimse kendi başına yapamazdı. Söylediğim gibi, biz insanlara yakın olabilecek kadar alçaktan uçuyoruz, bundan dolayı herhangi bir kurumu karıştırmak istemedik. Biz bunu yaptık, çünkü biz bunun insan ilişkilerindeki amacımızın başarılması için önemli olduğunu düşündük ve bu tamamen soruna, siyasi, diplomatik bir çözüm bulunmasından uzaktır. Biz, bunu siyasi, diplomatik bir iş olarak yapmadık. Biz, insanlarla birlikte çalışmayı denedik.

Ergüçlü: Sanırım tüm bu etkinliklerden dolayı oldukça memnuniyet duydunuz. Şüphesiz Kıbrıs’taki iki toplumun bu şekilde kaynaşması siyasi bir çözüme yol açmıyor, ancak Kıbrıs’taki iki toplum arasında güvenin oluşması için yardımcı oluyor. İzin verirseniz Kıbrıs sorunuyla ilgili ve Kıbrıs’la ilgili bir başka konuya geçmek istiyorum. Türkiye’nin AB’yle olan ilişkisine. Türkiye’nin AB’ye katılımı konusunda İtalya’nın tutumu nedir?

La Francesca: İtalya’nın tutumunun oldukça açık olduğunu söyleyebilirim. İtalya’nın Türkiye ile çok iyi ve köklü ilişkileri var. Bu arada, Türkiye’deki gelişmeleri büyük bir ilgi ile izliyoruz. Şu anda, Türkiye’de olan, çok kolay olmayan AB yolunda yürüme için bir tür karar ya da teşebbüsün olmasıdır. Kolay bir yol olmadığını söylüyorum çünkü gerçekten de öyledir. AB’ye katılmak için  mükemmel bir işin, çok geniş ev ödevlerinin yapılması gerekir. Bu büyük bir görevdir ve bazı durumlarda hiç de kolay değildir. Tecrübelerimizden söyleyebilirim ki, AB bazen üye ülkelerini birtakım önlemler almaya zorlayabilir. Bazı durumlarda, AB’ye, bizi bunu yapmaya mecbur ettiği için teşekkür etmemiz de gerekir. Çünkü AB olmadan bizim bunları yapmamız iç siyasi sebeplerden dolayı mümkün olmayabilir. Bazen alınması kolay olmayan, siyasal değerlere mal olabilecek bazı önlemler vardır. Bunları elbette anlıyorum. Herkes kendi görevini yapmalı. Siyasiler dikkatli olmalı. Bir kere AB’nin kısıtlamaları içerisine girince, önlemler almak daha kolay olacaktır. Türkiye’nin, AB’ye doğru, zor ve uzun bir yolda ilerlemeye başladığını görüyoruz. Bu bizi çok etkiledi ve kesinlikle Türkiye’nin bu yolda olabildiğince hızlı bir şekilde ilerleyeceğini umuyoruz ve Türk arkadaşlarımızın bu yolda başarılı olmalarını temenni ediyoruz. Bu bizim ulusal duruşumuzdur. Türkiye ile ilgili sadece ulusal değil kişisel iyi niyetimiz var. İtalya başbakanı ve Türkiye’nin başbakanı arasında kişisel olarak iyi ilişkiler vardır. Tüm bunlar ülke olarak İtalya’yı Türkiye’nin AB’ye katılımı konusunda oldukça duyarlı yapmaktadır.

Ergüçlü: İki başbakan iyi bir dostluğa sahip görünüyor. Başbakan Berlusconi, Türkiye’yi ziyaretinde “biz dostuz, çünkü ikimizde çılgınız. İkimizde kendi ülkelerimizde düzene karşı mücadele ediyoruz” demişti. Türkiye ile üyelik müzakerelerinin ne zaman başlayabileceğini düşünüyorsunuz?

La Francesca: Bunun ne zaman olacağını söyleyemem. Bunun en erken zamanda olmasını ümit ettiğimi söylememe izin verin. Türkiye’nin bu zor görevi tamamlamasını istediğimi de söylemek istiyorum. Bu sadece Türkiye ile olan iyi ikili ilişkilerimizden dolayı değildir. Bu, AB’nin genişleme sürecini tamamlaması ile ve Türkiye’nin de AB’ye katılımıı ile tamamlanması ile ilgili bir gerçektir. AB değişiyor ve değiştiği için de tanrıya şükürler olsun. Bu günlerde, her şey değişmek zorunda ve yeni dünyaya uyarlanmak durumunda. Çünkü 30 yıl öncesindeki dünyayı düşünüyorum ve siyasi alanda ve uluslararası ilişkilerde, günlük yaşamda ne  kadar büyük değişiklikler olduğunu görüyorum. AB büyüyor ve kendini yeni dünyaya göre uyarlıyor ve bunu yapabilmesi için genişleme sürecini tamamlamak zorundadır. Türkiye’nin AB’ye katılımı birtakım sorunlar yaratacaktır, 70 milyon insan daha olacak.  Ancak, zenginlik de getirecektir. AB’ye, gelenekleri, tarihi mirası, uzun ve önemli bir tarihi, dünyadaki diğer bölgelerle, Orta Doğu, Müslüman Arap ülkeleriyle, iyi ilişkisi olan insanları getirecektir ki bu da bizim kuracağımız iyi ve geliştireceğimiz ilişkiler açısından önemlidir. Türkiye’nin AB’ye getirecekleri çok önemlidir ve Kıbrıs sorununun çözümüyle konulacak katkı da çok kıymetlidir. Biz bu gerçeklerin farkındayız. Bu da yardım etmemiz mümkün olan herhangi bir durumda, Türkiye’nin AB yolunda ilerlemesini kolaylaştırabileceğimiz anlamına gelmektedir. Ancak, esas sorumluluk Türkiye’nin kendisine aittir.

 

Ergüçlü: Türkiye’nin ne zaman tam üye olmasını bekliyorsunuz?

 

La Francesca: Zaman vermemeliyim. Diplomatların kesin açıklamalar yapmayacağından dolayı değil, ancak bunun benim açımdan adil olmayacağını düşündüğüm için... Zaman vermek benim açımdan doğru olmaz. Türkiye’nin katılımı çok karmaşık bir dönüşüme bağlıdır ki Türkiye bu sürece başlamıştır. Ancak, yol halen uzundur. Ne kadar zamanın gerekli olduğunu nasıl söyleyebilirim. Türkiye’nin ihtiyacı olan ilerleme zamanı üzerinde nasıl bir yargıda bulunabilirim. Sanırım, en önemli uluslararası prensiplerden biri uluslararası ve kişisel ilişkilere saygı göstermektir. Ben buna saygı göstermek istiyorum. Türkiye’ye bunu yada şunu yapmasını söylemek benim açımdan ukalalık olur.

 

Ergüçlü: Kıbrıs sorununu, Türkiye ve AB ilişkisine nasıl bağlıyorsunuz?

 

La Francesca: Kıbrıs sorunu çözülmelidir. Çünkü ilk olarak bu, Kıbrıslıların çıkarınadır. Eminim ki bir çözüm şüphesiz ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda enerji yaratacaktır ki bunlar karşılaşılacak sorunlardan daha önemli olacaktır. Ve tabii ki Kıbrıs sorununun çözümü, ümit ederim ki, Türkiye ve Avrupa arasındaki ilişkilere de biraz olsun olumlu katkıda bulunacaktır.

Ergüçlü: Genel olarak, Kıbrıs sorununun çözümünün, konuyla ilgilenen tüm herkese yardımcı olacağını düşünüyorsunuz?

La Francesca: Bundan eminim. Adaya geldiğim daha ilk günden, adımımı attığım ilk günden, adadaki bir çözümün herkes için kazançlı olacağına inanıyorum. Tabii ki, ödenecek bir bedel vardır. Tabii ki her iki taraftaki Kıbrıslı insanların birtakım tereddütleri ve korkuları olmasını anlıyorum. Eğer ben kendimi sizin yerinize koysam, bir çözümün olumlu bir şey olacağını anlardım, ancak biraz da korkardım. Çünkü bu, boşluğa atlamak gibi bir şey. Sorunlardan ve zorluklardan fazla olumlu sonuçların olacağından eminim.

Ergüçlü: İtalya’nın Kıbrıs Büyükelçisi Gerardo La Francesca. Bizimle birlikte olduğunuz için çok teşekkür ederiz.

La Francesca: Teşekkürler.

 

 Ana Sayfa