24/10/2003
Süleyman Ergüçlü’nün, Thomas Weston’a yönelttiği sorular ve aldığı yanıtlar şöyle:
Ergüçlü:
Siz, Büyükelçi Klosson ve genel olarak ABD, Kuzey Kıbrıs’taki seçim sürecine müdahale etmekle suçlanıyor ve eleştiriliyor… Müdahale ediyor musunuz?
Weston:
Hayır. Benim, Büyükelçi Kolosson’un ve diğer tüm Amerikalı yetkililerin bir süreden beri yaptığı, Amerikan politikalarını dile getirmektir. Bu belli zaman noktasında, Kıbrıs politikamızın bir gereği olarak, Kıbrıs’taki siyasi sorunun çözümlenmesini ne kadar istediğimizi ortaya koymaktadır. Biz, Kıbrıs’ta çözüme ulaşılmasının önemli olduğuna inanıyoruz. Ve ümit ediyoruz ki, Kıbrıs’ın AB’ye tam katılımıyla bu olacaktır. Biz, bu tür bir çözümün sadece bir yolla mümkün olduğuna inanıyoruz ki, bu da Genel Sekreterin iyi niyet misyonuyla mümkündür. Genel Sekreter de iyi niyet misyonunun yeniden başlayabilmesi için gerekli adımın ne olduğunu çok açık bir şekilde dile getirmiştir. Biz Genel Sekreterin, bir çözüme varılabilmesi için hızlı bir şekilde Annan planı temelinde görüşmelere dönülmesi önerisini savunuyoruz. Bu ABD’nin politikasıdır ve biz bunun için çalışıyoruz. Müdahale ettiğimize dair endişeler bulunduğunu ve bundan dolayı suçlandığımızı biliyorum, ancak biz bunu böyle yorumlamıyoruz. Buna ilaveten, biz, ABD’nin bu yöndeki politikasını devam ettirme niyetindeyiz ve tüm bunların ötesinde, bu ABD temsilcileri olarak bizlerin görevidir.
Ergüçlü:
Büyükelçi Weston, Cumhurbaşkanı Denktaş, sizi ileri gitmekle suçluyor ve bu nedenle sizle görüşmeyecek. Kendisiyle görüşme talebinde bulundunuz mu, ve nasıl bir yanıt aldınız?
Weston:
Evet bulundum. Tabii ki uzun yıllardan beri liderlik yapıyor ve gerçekten çok iyi görüşmelerimiz de oldu. Biz her zaman adadaki tüm siyasi liderliklerle görüşmeyi istedik. Görüşme talebinde bulunduk ve istirahat etmeye ihtiyacı olduğunu söyleyerek, benimle görüşmede bulunmadı. Bunu biz yanıt olarak kabul ettik.
Erguclu:
Ve siz de, onun müsteşarıyla görüştünüz ...
Weston:
Evet onunla öğle yemeğinde bir araya geldik.
Ergüclü:
Bölgeye ziyaretlerde bulundunuz. Ankara’ya, daha sonra da Atina’ya gittiniz ve Kıbrıs’a geldiniz. Başkentlerden ne gibi izlenimler edindiniz? İki garantör ülke, Annan planı zemininde Kıbrıs sorununun çözümü için katkı koymaya hazır mı?
Weston:
Evet, doğru bir yanıt olur. Ancak bunu biraz açmama izin verin. Bu ziyaretimden ve daha öncekilerden, ancak özelikle bu ziyaretimden, çıkarlar ve siyasi açıklamalar, çok kısa bir süre içersinde Kıbrıs sorununun çözümünden yanadır. Kıbrıs sorununun, Kıbrıs’ın AB’ye katılımından önce sorunun çözümünden yana bir tavır var. Ve bunu hem Ankara’da hem de Atina’da gördüm. Bu hedef doğrultusunda ortak bir görüş var ki ,bu görüş ABD ve tabii ki diğerleri tarafından da paylaşılmaktadır. Annan planını göz önüne alacak olursak, bir takım farklılıklar mevcuttur. Türkiye görüşünü bir çok defa dile getirmiştir; gerek başbakan, gerek dışişleri bakanı, Annan planının görüşmeler için bir zemin oluşturduğunu, Annan planının iyi ve kötü hususlarının bulunduğunu, ancak kesinlikle müzakere edilebileceğini kabul etmiştir. Annan planındaki değişiklikleri müzakerelerde göreceğiz. Diğer yandan, Yunanlılarda daha kesin bir tutum var; Annan zemininde olacak görüşmelerin hemen yeniden başlaması için hazır durumdalar. Her ikisi de, Annan planının, bir çözüme varılabilmesi için tek mevcut yol olması açısından önemli olduğu konusunda ortak görüşe sahip.
Ergüçlü:
Bu gerçekten çok cesaretlendirici, çünkü sorunun parçası olan iki garantör güç de aynı zamanda çözümün de parçası olmak istiyor.... Kıbrıs sorununa geri dönecek olursak, Kıbrıs’a ziyaretiniz ve dün (önceki gün) Kıbrıslı Rum, bugün (dün) ise Kıbrıslı Türk siyasi liderleri ile görüşmeler yaptınız. İzlenimleriniz nelerdir? Sonuçlarını nasıl izah edebilirsiniz, eğer bir sonuç aldıysanız?
Weston:
Halen görüşmelerimi sürdürüyorum. Bu nedenle tam olarak ziyaretlerimin sonucunu söyleyememeğim. Bir iki Kıbrıslı Türkle daha görüşmem var. Ancak şöyle özetleyebilirim... Kıbrıslı Rumlar halen görüşmelerin Annan zemininde en kısa zamanda yeniden başlamasını istemektedir ve Kıbrıs’ın AB’ye katılımından önce bu plan zemininde bir çözüme ulaşılabilmesini gerçekten umuyor. Ben hiç bir değişiklik ve farklılık gömüyorum.
Bundan dolayı Kıbrıslı Rumların kendilerini Annan planı zemininde görüşmelere yeniden dönmeye hazırlamaya çok fazla önem verdiklerini ve bu plan temelindeki görüşmelerde müzakere edecekleri konulara dikkat ettiklerini görüyorum. Ve ben bunu görüşmelere yeniden dönülmesine tam bir hazırlık olması açısından iyi bir işaret olarak görüyorum.
Kıbrıslı Türklerin ise, Annan planı zemininde görüşmelere hızlı bir şekilde dönülmesi için gerçek bir istek olmasına rağmen, tüm dikkatlerin büyük ölçüde gelecek seçimlere odaklandığını görüyorum.
Benim izlenimim şudur ki, Kıbrıs sorunun her yönüne, Annan planı ya da her ne konuda olursa olsun, seçim merceğinden bakılıyor ki, bu siyasi sistem içinde doğal olmayan bir durum değil. Kıbrıslı Türklerin tüm dikkati oldukça fazla bu seçimlere odaklandı ve bu seçimlerde çıkacak sonuçlarla Kıbrıs sorununda ilerleme kaydedilmesine ihtimal veriliyor.
Ergüçlü:
Aralık seçimlerinden önce Kıbrıs konusunda bir gelişme olmasını bekliyor musunuz? Bunu önceki yanıtınızda açıkladınız ama...
Weston:
Kıbrıs Rum tarafında görüşmelere yeniden başlanması yönünde büyük bir hazırlık devam etmektedir. Bu tarafta ise dikkatler seçimlere odaklaşmıştır...
Ergüçlü:
Seçimlerden sonra ne olmasını umuyorsunuz?
Weston:
Seçimlerde ne olursa olsun, hızlı bir şekilde görüşmelere dönülmelidir. Genel Sekreterin iyi niyet görevi yeniden başlamalı, çünkü, Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılabilmesinde her zaman için gerçeklik söz konusudur.
Ne beklediğimizden çok, ne ümit ettiğimizi söylemek istiyorum, biz, seçimlerden sonra tüm dikkatin müzakerelerin yeniden başlamasına dönmesini umuyoruz ki, bu da siyasi iradenin ortaya konması ve Genel Sekreterin müzakereleri başlatması anlamına geliyor.
Ergüçlü:
Seçimlere geri dönecek olursak, Kuzey Kıbrıs’ta seçimlerin izlenmesi için gözlemcilerin bulunması için her hangi bir iletişimde bulundunuz mu?
Weston:
Biz Avrupa’da seçimlerde gözlemci olmak isteyen bazı sivil örgütlerle iletişimde bulunduk, ancak tam olarak bunlar görüşme niteliğinde değildi. Bunlar sivil toplum örgütleri tarafından yapılan tamamen bağımsız çabalardı... Bu nedenle bu konuda kimin ne yapacağı konusunda size tam bir yanıt veremem... Evet biz görüştük. Ve bana bunun iyi bir fikir olduğunu sorarsanız, bence bu iyi bir fikir , gözlemcilerin bulunmasının iyi olacağını düşünüyorum.
Ergüçlü:
2004 Mayıs’ı ile Kıbrıs sorununun çözümü ve AB’ üyeliğinin başarılabileceğini düşünüyor musunuz?
Weston:
Evet. Bunun mümkün ve kalıcı olduğuna inanıyorum. Yapılması gereken önemli işler vardır. Bunun mümkün olduğunu düşündüğüm için yapılması gereken bu önemli işlerin yapılabileceğine inanıyorum Görüşmelere çok hızlı bir şekilde dönülmesi konusunda da çok ümitliyim.
Ergüclü:
Eğer görüşmeler yeniden başlarsa, ABD bu önemli işlerin tamamlanması için katkıda bulunacak mı?
Weston:
ABD her zaman Kıbrıs sorununun adil ve sürekli olacak şekilde çözümlenmesi için elinden geleni yapmaya devam edecektir.
Ergüçlü:
Daha önce sizle yaptığımız mülakatların birinde ABD’nin, Annan planı zemininde bir çözümün uygulanması için her türlü fonu sağlayacağını söylemiştiniz? Bu halen geçerli mi?
Weston:
Amerika, çözümün uygulanabilmesine güvence vermek için uluslararası çabalara destek vermeye ve gerekli tüm finansal yardımı yapmaya hazırdır.