6/11/2003

 

 

AB’nin Kıbrıs temsilcisi Adrian van der Meer, AB Komisyonu’nun Türkiye’ye

ilişkin raporunda, Kıbrıs sorunu konusunda net bir mesaj verildiğini belirtti:

 

 

Kıbrıs sorunu, Mayıs

2004’ten önce çözülmeli

 

 

   Avrupa Birliği’nin Kıbrıs temsilcisi Adrian van der Meer, AB Komisyonu’nun Türkiye ilişkin raporunun strateji belgesinde Kıbrıs sorunu ile Türkiye’nin AB üyeliği arasında bağlantı kurulmasının yeni bir gelişme olmadığını, ancak bu kez raporda Türkiye’ye daha net ve siyasi bir mesaj verildiğini söyledi.

   Bu bağlantının Kıbrıs sorununun çözümlenmesi için tarafları, özelikle de Türkiye’yi ve Kıbrıslı Türkleri cesaretlendirdiğini söyleyen Van der Meer, bu mesajla, AB Komisyonu’nun, Kıbrıs sorununun ivedi1ikle  çözümlenmesi gerektiği çağrısında bulunduğunu vurguladı.

   KIBRIS Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Ergüçlü’nün Kıbrıs sorununda gelinen son aşamayla ilgili sorularını yanıtlayan  Adrian van der Meer, Brüksel’in, Kıbrıs sorununun Annan Planı zemininde Mayıs 2004’ten önce çözümlenmesini istediğini, ancak soruna bir çözüm bulunmaması halinde, AB’ye katılım antlaşmasında yer alan yasal maddeye göre, adanın bir bütün olarak AB’ye katılacağını, AB müktesebatının kuzeyde askıya alınacağını yineledi.

   Mayıs 2004’ten önce bir çözüm bulunamamasının şansızlık olacağını ifade eden Van der Meer, çözümsüzlük hakkında konuşmanın henüz çok erken olduğunu, halen önemli fırsatlar bulunduğunu ve bunlar üzerinde odaklanılması gerektiğini vurguladı.

   Van der Meer, aralıkta yapılacak genel seçimlerde uluslararası gözlemcilerin bulunması konusuna değinirken de, Kıbrıs’ın kuzeyinin sadece Türkiye tarafından tanındığına, AB tarafından tanınmadığına işaret ederek, bundan dolayı seçimlerle ilgili olarak resm0i bir girişimde bulunamayacaklarını ifade etti.

   Türkiye’ye ilişkin ilerleme raporunda, komisyonun Türkiye’ye olumlu ve cesaretlendirici bir mesaj verdiğine işaret eden Van der Meer, Türkiye’nin verilen ana mesajın ‘reformların uygulamasıyla’ ilgili olduğunu kaydetti. Van der Meer, “Bu konuda komisyonla Türkiye hükümeti aynı noktada bulunuyor” dedi.

 

Türkiye’ye övgüde bulunuldu

 

   Avrupa Birliği’nin Kıbrıs temsilcisi Adrian van der Meer, AB Komisyonu’nun aday ülkelere ilişkin  ilerleme  ve strateji raporlarının, AB’nin genişleme sürecinde bir adım daha atılması olduğunu ifade etti.

   Meer, AB’nin Türkiye ilişkin ilerleme raporunun da açıklandığını ve bu raporun Türkiye’nin AB normlarına ve reformlarına uymasıyla ilgili olması açısından büyük önem taşıdığını kaydetti.

   İlerleme raporlarının gerçek analizlere dayandığını ve AB Komisyonu’nun aday ülkelerdeki ilerlemeleri hakkında görüşlerini yansıttığını ifade eden Adrian van der Meer, raporların farklı kaynaklardan elde edilen tüm bulguların bira araya getirilmesiyle oluşturulduğunu anlattı. Meer, tarafsızlığının başarıya giden yol olduğunu kaydetti.

   Türkiye ile ilgili ilerleme raporunda, Kıbrıs sorunuyla Türkiye’nin AB üyeliği arasında ilk kez direkt bir bağlantı kurulması ve Türkiye’nin Kıbrıs sorunun çözümüne katkıda bulunması mesajının verilmesiyle ilgili bir soruya verdiği yanıtta, AB’nin her yıl ilerleme raporlarında önemli konularla ilgili olarak açıklama yaptığını anımsatan Meer, Türkiye’ye ilişkin ilerleme raporunda da Kıbrıs, Türkiye-Yunanistan ilişkileri ve Ege adaları ilgili olarak bilgi verildiğini kaydetti. İnsan hakları konusunda Romanya ve Macaristan ve diğer Baltık ülkeleriyle ilgili raporlarda azınlıkların durumuna değinildiğini kaydeden Meer, “Bu raporlarda tüm sorunların ele alınarak bu sorunlar arasında bir denge kurulması hedeflendi” dedi.

 

“Kıbrıs konusunda daha net

ve siyasi bir mesaj verildi”

 

   1 Mayıs 2004’te 10 yeni ülkenin daha AB’ye katılacağını anımsatan Meer, AB Komisyonu’nun genişleme süreci ve katılım süreciyle ilgili önemli konuları ele aldıklarını belirtti. Meer, Brüksel’de çok önemli  olan Kıbrıs konusuyla ilgili  karar alındığını, Türkiye ile ilgili raporda da Kıbrıs’la bağlantılı kurduklarını kaydetti.

   Kıbrıs’la ilgili bağlantıya AB Komisyonu’nun diğer raporlarında da yer verildiğini ve bunun, tüm tarafları özelikle Kıbrıslı Türkleri ve Türkiye’yi Kıbrıs sorununa çözüm bulunmaları için cesaretlendireceğin ve sorunun çözülmesine yardımcı olacağını belirtti.

   Türkiye’nin ilerleme raporunda Kıbrıs’la kurulan bağlantının daha net ve belki de siyasi olduğunu ifade eden Meer, raporda verilen bu mesajın Kıbrıs sorununun 1 Mayıs 2004’ten önce ivedilikle çözümlenmesi gerektiği çağrısında bulunulduğunu vurguladı.

   Kıbrıs sorununun Mayıs 2004’e kadar çözülmemesi halinde, Türkiye’nin ve Kıbrıslı Türklerin karşılaşacağı durum hakkında ise Meer, bu sonuçla karşılaşmak istemediklerini, Brüksel’in Kıbrıs sorununu Annan Planı çerçevesinde çözüldüğünü görmek istediğini söyledi.

 

“Mayıs 2004’ten önce çözüm mümkün”

 

   Van der Meer, Kıbrıs sorunun Mayıs 2004’te çözülmemesi halinde bununla ilgili olarak, AB’ye katılım antlaşmasında yasal bir madde yer aldığına işaret ederek, “Şansız bir durum olacak,  ve  ada bir bütün olarak AB’ye katılacak. AB kuralları ve önlemlerinin yanı sıra AB müktesebatı da kuzeyde askıya alınacak” diye konuştu.

   Bu konu hakkında konuşmak için henüz çok erken olduğunu söyleyen AB büyükelçisi, halen önemli fırsat pencereleri bulunduğunu ve bunlar üzerinde odaklanılması gerektiğini vurguladı.

 

“Seçimler, bağımsız olarak yapılmalı”

 

   Aralıkta yapılacak genel seçimlerde uluslararası gözlemcilerin bulunmasına da değinen Van der Meer,

bu konu hakkında çok dikkatli davrandıklarını belirterek, Kıbrıs’ın kuzeyinin sadece Türkiye tarafından tanındığını, AB tarafından tanınmadığını anımsattı.

   AB Komisyonu’nun kuzeyde yapılacak seçimlere önem verdiğini, ancak seçimlerle ilgili resmi bir

 bir girişimde bulunmayacaklarını kaydeden Meer, bu nedenle seçimleri gözlemlemek için resmi gözlemciler göndermekte isteksiz olduklarını kaydetti. 

   Uluslararası sivil toplum örgütlerinden gelen gözlemcilerin bu konuda ne yapacaklarını ve raporlarını görmeyi beklediklerini ifade eden Meer. AB Komisyonu’nun görevinin farklı olduğuna işaret ederek

Avrupa Parlamentosu’nun bu konuya önem verdiğini, konuyla ilgili olarak daha fazla adım atabileceğini  kaydetti. Meer, seçimlerin, bağımsız yapılması gerektiği görüşünde olduklarını kaydetti. 

 

“Türkiye’ye reformları uygulamalı”

 

   Türkiye’ye ilişkin ilerleme raporunun açıklanmasının ardından, Aralık 2004 sonunda Türkiye’ye AB’ye katılım müzakereleri için bir tarih verilip verilmeyeceği konusunda ise Meer şöyle konuştu:

   “Bu sorunun yanıtını vermek için henüz erken. Dünkü (önceki gün) raporla Türkiye’deki ilerlemeleri en iyi şekilde ve tarafsız olarak duyurduk. TC dışişleri bakanının da raporun tarafsızlığını açıklamasından memnuniyet duyduk. Rapor, Türkiye’de son bir yıldaki temel insan hakları konusunda çok detaylı analizler içermektedir... Türkiye hükümeti kaydedilen ilerlemelerden dolayı takdir edilmiştir. Bu rapor Türkiye’nin yaptığı reformlarda ilerlemesi için bir cesaretlendirici ve olumlu bir teşvik belirtisidir. Rapor, hükümeti, yargıyı ve parlamentoyu ve bu konuda önemli rol oynayan diğer kurumları cesaretlendirdi.”

   Van der Meer, raporda Türkiye’nin bir takım eksikliklerinin de bulunduğuna işaret edildiğini belirterek, “yasalar, bireylerin temel insan hakları, sivil-asker ilişkileri ve Türkiye’nin güneydoğusundaki reformları açısından bir takım eksiklikler bulunuyor” dedi.

   Meer, raporda Türkiye’ye verilen ana mesajın ‘reformların uygulamasıyla’ ilgili olduğunu belirterek,

“Türkiye’nin reformları uygulanması gerekiyor ve bu hükümetin kendisi tarafından da kabul edilmiştir ki biz bunu olumlu olarak nitelendiriyoruz. Ankara, ana taraflar arasında bu reformları uygulamak için bir denetleme heyeti oluşturuldu. AB Komisyonu ve Türkiye hükümeti neler yapılması gerektiği konusunda önemli oranda aynı noktada buluşuyor. Ve anahtar kelime uygulamadır. Bu da hem komisyon hem de Türkiye hükümeti tarafından kabul edilmiştir” dedi.

 

“BM, Kıbrıs sorununun

çözümlenmesinde kilit kurum”

 

   Seçimlerden sonra Annan Planı zemininde Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması için AB’nin daha aktif bir rol üstlenmesi konusunda ise Van der Meer, “Bundan Birleşmiş Milletler sorumludur. BM, Kıbrıs sorununu Annan Planı zemininde çözebilecek en nitelikli kurumdur. BM’nin, AB’nin yardımını ve tavsiyelerini istemesi halinde biz yadım etmeye hazırız” diye konuştu.

   Kıbrıs’ta bir çözüm olması durumunda buna finansal yardım sağlamak için AB’nin bağış konferansı düzenlemesinin halen geçerli olduğunu ifade eden Van der Meer, Kuzey Kıbrıs ile güney arasındaki ekonomik eşitsizliğin ortadan kalkması için kuzeye finansal yardım yapılacağını hatırlattı. Bir çözüm bulunması halinde telefon, enerji gibi altyapı çalışmaları ve turistik işletmeler arasında bağlantı sağlanması için AB’nin yapısal ve bölgesel fonlarının devreye gireceğini belirtti. Meer, “Taahhütlerimiz halen geçerlidir ve umarız insanlar bunu göz önüne alırlar” diye konuştu.

 

 Ana Sayfa