7 Ekim 2005
AP Başkanı Joseph Borell'in, Kıbrıs gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Ergüçlü'nün sorularına verdiği yanıtlar aynen şöyle:
ERGÜÇLÜ: Sayın Başkan, öncellikle bu yoğun gündeminiz içerisinde bize vermiş olduğunuz bu mülakat için çok teşekkür ederiz. Tahmin edeceğiniz gibi Kıbrıs sorunuyla başlamak istiyorum. Sorun çözülmemiş olarak duruyor. Yakın gelecekte yeni bir girişim bekliyor musunuz?
BORELL: Ne yazık ki, BM'den yakın bir gelecekte yeniden bir müzakere süreci başlatacağı konusunda herhangi bir işaret veya belirti görmüyoruz. Diğer taraftan, BM için bu süreci başlatmak aciliyet teşkil ediyor. Bu, muhakkak her iki taraf arasında temasların başlamasını gerektirir. Birkaç gün önce Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin başlamasına verilen onay, bu sürecin yeniden canlandırılmasında kullanılabilecek önemli bir ivme ve fırsattır. Ancak bugün itibarı ile konu hakkında herhangi somut bir girişim bulunmuyor.
ERGÜÇLÜ: Sayın başkan, parlamento, Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonların kaldırılması konusunda AB organlarına çağrıda bulunan iki tüzüğü ele aldı, ancak herhangi bir ilerleme sağlanamadı. Parlamento bu konuda herhangi bir girişimde bulunmayı düşünüyor mu?
BORELL: Parlamentoda girişimde bulunduk. Yakın geçmişte, dönem başkanlığını yürüten İngiltere'den tüzüklerin uygulanması için çabalarını artırmasını talep eden bir karar oylandı. Bu tüzükler uygulanmadığı ve yürürlüğe konmadığı taktirde, Kıbrıslı Türklerin kalkınması ve kuzeydeki yatırımlar için ayrılmış yüksek miktardaki parayı kaybetmiş olacağız. Bu yüzden, Kıbrıslı Türklerin yararına olacak tüzüklerin bir an önce hayata geçirilmesi için İngiltere'den çabalarını iki katına çıkarmasını istedik.
ERGÜÇLÜ: Aynı zamanda Kıbrıslı Türklerle bir temas grubu kurulmasını kararlaştırdınız. Bu grubun sizce nasıl bir işleyişi olacak?
BORELL: Adından da anlaşılacağı gibi, grup, teması mümkün kılmak ve ilerletmek için düşünüldü. Şu anda fikir gelişmiş durumda. Bunu, AP'deki politik grupların temas grubu için üye ataması izleyecek. Bu çok yakın bir zamanda gerçekleşecek. Diğer taraftan da, böyle bir temas grubunun kurulması, Kıbrıs Cumhuriyeti dışında herhangi bir siyasi otoritenin tanınması anlamına gelmiyor. Bu sadece Kıbrıslı Türklerle teması geliştirmek ve onların düşüncelerini aktarmak amacıyla yapılan bir girişim.
ERGÜÇLÜ: Siyasi tabloya bakacak olursak. Kıbrıslı Rumlar AB'nin tam üyesi. Yunanistan da AB'nin tam üyesi. Türkiye ise AB üyeliği yolunda ilerliyor. Bu tabloya bakarak, Kıbrıslı Türklere nasıl bir mesaj verirdiniz? Ne beklemeleri gerekir?
BORELL: Kıbrıs'ta, tek bir devlet çatısı altında, eşit haklardan yararlanan, eşit statüde olan iki tanınmış toplumdan oluşan yeniden birleşmenin en sonunda gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bu iki toplum da Avrupa Topluluğu içerisinde ortak bir gelecek paylaşacak. En azından şunu söyleyebilirim ki şu andaki durum oldukça tuhaf. Bir taraftan Kıbrıslı Türkler AB vatandaşı ancak AB müktesebatından yararlanamıyorlar çünkü kuzeyde uygulanmıyor. Kıbrıslı Türklerin AB üyeliğinden yeniden birleşme yolu ile yararlanabilmeleri için bu durumdan kurtulmamız gerekir. Yeniden birleşme, Kıbrıslı Türklere büyük yarar sağlayacak. Ve uygulanacak olan anlaşma da AB anayasasının bir parçası olacak.