22 Ağustos 2001
Yanlış başlangıç
Kıbrıs konusunun bir anlaşmayla noktalanmasına yönelik çabalar yoğunluk kazanıyor... Yeni bir görüşme sürecinin başlaması gündemde... Bunun ön araştırmaları yapılıyor, uygun ve doğru bir zemin aranıyor...
Kıbrıs konusuna tarafların kabul edebileceği, herkesin hak ve çıkarlarını koruyan adil bir çözümle son verilmesi, kimsenin karşı çıkabileceği bir istek değil... Ancak bunun gerçekleşebilmesi için, çok iyi hazırlık yapılması ve başlayacak olan yeni görüşme sürecinin çok sağlıklı bir zemine oturtulması gerekir... Bu yapılmadığı takdirde yine başarısız bir görüşme süreci yaşanır ve bundan kimse yarar sağlamaz... Kıbrıs konusunun, yeni bir başarısız görüşme sürecine tahammülü yoktur...
*****
Hal böyle iken, birileri bir yerlerde oturup senaryolar çiziyor ve bizim de (bizim adımıza Cumhurbaşkanı Denktaş’ın) bu senaryoda bize biçilen rolü oynamamız bekleniyor... Cumhurbaşkanımız daha Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan ile görüşüp değerlendirme yapmadan, birileri, senaryo gereği görüşmelerin eylül ayında başlayacağı haberini Rum basınında yayınlattırıyor... Oldu olacak görüşmelerin sonucunu da söyleseler de boşuna zaman harcamasak...
Bu kabul edilebilecek bir durum değildir ve kesinlikle Kıbrıs sorununu yeni çıkmazlara taşıyacak bir yanlış başlangıçtır.
*****
Bu yanlış başlangıcı önlemek ise Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın görevidir... Tarafların görüşleri net bir şekilde ortaya çıkmadan, bu görüşler arasındaki yakınlıklar ve farklılıklar belirlenmeden, tarafların endişeleri tanımlanmadan ve bu endişelerin nasıl giderilebileceği yolunda alternatifler üretilmeden, zorlamayla başlatılacak bir görüşme süreci başarısızlığa mahkumdur...
Genel Sekreter, bütün bunları değerlendirebilecek tecrübeye sahiptir ve umarız ki Kıbrıs sorununun Amerikan oldubittileriyle çözümlenemeyecek kadar karmaşık bir sorun olduğunun bilincindedir...
*****
Peki eğer Genel Sekreter bu düşüncede değilse ve var olduğu iddia edilen senaryo çerçevesinde hareket ederse ne yapmalıyız?... Bıkmadan usanmadan, ilgili tüm taraflara, yeni görüşme sürecinin, ancak doğru bir başlangıçla başarı şansına sahip olacağını anlatmalı ve gerekli doğru zeminin oluşturulması için çaba harcamalıyız... Görüşmeler varsın eylülde değil de kasımda başlasın... Ama doğru başlasın... Bizi akılcı bir sonuca götürecek bir zemin ve parametrelerle başlasın...
Bütün bu nedenlerle, bir süre sonra masadan kalkmak zorunda kalma ihtimalimiz olan bir görüşme sürecinin başlamasına izin vermemeliyiz... Kıbrıs sorununu bir an önce çözmek istediğimizi ancak bunu doğru ve anlamlı görüşmelerle gerçekleştirmek istediğimizi, yüksek sesle dünyaya haykırmalıyız...
Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, şu veya bu ülkeyi veya kurumu tatmin etmek için, hak ve çıkarlarından feragat etme lüksü yoktur...