3 Şubat 2002
İkiz Kuleler ve BRT
Tarih 11 Eylül 2001... Haber gazetede bomba gibi patladı... New York’ta Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kulelerinin birine bir uçak çarpmış... Olayın ne olduğu henüz net değil... Kaza mı saldırı mı?... CNN dakikalar sonra olay yerinden canlı yayına geçti... İçinden dumanlar yükselen kuleyi gösteriyor... Öteki kule de ikizini hüzünle izliyor... Gözümüzü televizyon ekranından ayırmadan ajanslardan akan haberleri takip etmeye çalışıyoruz... Olayı anlamaya çalışıyoruz...
Ve tam bu sırada, gözümüzün önünde, tüm dünyanın gözleri önünde, ikinci bir uçak gidip ikinci kulenin karnına çakılıyor... Bu olayı canlı yanından, tüm dünyayla beraber izledik...
Bu olayı çaresiz, aciz bir şekilde izlerken içim burkuldu... Müthiş bir rahatsızlık duydum... Dondum kaldım... Kendimden, benliğimden bir şeyler yitirdiğimi hissettim... İnsanlık onurumun rencide olduğunu hissettim... Kızdım... Utandım... Ama en önemlisi insanlık onurum zedelendi...
Çok kötü bir duygu... Bir insanın hiç yaşamak istemediği bir duygu...
*****
Tarih 1 Şubat 2002... BRT’de 3’üncü Boyut programını izliyorum... Özer Kanlı’nın konukları TKP ve CTP’nin Genel Başkanları Angolemli ve Talat... Öyle çok yeni şeyler söylemiyorlar... Temsil ettikleri siyasi çizginin genel politikalarını yine bilinen üslupları içinde tekrarlıyorlar... Programda iki de gazeteci var... Özer Hatay ve Hüseyin Ekmekçi... Hatay, uzun yıllar bu mesleğin cefasını çekmenin verdiği tecrübeyle programı yönlendiren ağırlıklı görüşler ve sorular ortaya koyarken, Ekmekçi de gençliğinin heyecanını katarak programa renk veriyor...
Ve bir anda olanlar oluyor... İkiz kulelere çarpan uçak gibi, Ulusal Halk Hareketi Genel Koordinatörü Sayın Taner Etkin, telefonla yayına katılıyor ve programın ortasına bomba gibi düşüyor... Program sırasında UHH’ye yöneltilen eleştirilere çok sert bir üslupla karşılık veriyor... Bununla da kalmıyor... Programın yapımcısı Özer Kanlı’ya ve BRT Kurumu’na, “ikaz ediyorum...” diye başlayan cümlelerle, tehdit olarak algılanabilecek ifadeler kullanıyor... Ancak belli oluyor ki Sayın Etkin yayını kendisi izlememiş, konuşulanları başkasından duymuş...
Bu durum 10 dakika kadar sürüyor...Donuk donuk, şaşkın bir şekilde izliyorum... Tüm Kıbrıs Türkü’yle birlikte izliyorum... Ve aynen 11 Eylül’de olduğu gibi, kızıyorum, utanıyorum, insanlık onurumun rencide olduğunu hissediyorum... Hiç yaşamak istemediğim o duyguyu yeniden yaşıyorum...
*****
BRT’yi eleştirmek istersek, kalın ciltli kitapları dolduracak kadar malzeme bulmamız mümkün... Bu Kurumu eleştirmemiz de lazım... Nitekim her kesimden yazarlar, politikacılar, vatandaşlar zaman zaman bunu yapıyorlar da... Geçmişte kapısına siyah çelenk koyanlar bile oldu...
Ama, çalışma esasları ve görevleri yasa ile düzenlenen bu Kurumu tehdit etme hakkını kendimizde göremeyiz... Haddimizi bilmeliyiz... Tehditle, şantajla, sindirmeyle, bugünün dünyasında, bugünün KKTC’sinde hiçbir yere varmak mümkün değildir...
BRT’nin çalışma esasları ve görevleri arasında “UHH’yi eleştirenler ekrana çıkamaz” diye bir kural yoktur... “Tüm kesimlere eşit söz hakkı verilecek” diye bir kural vardır... BRT de, UHH dahil, tüm kesimlere ekranlarını açmıştır... Yasasının ve demokrasinin gereği budur...
Dahası, BRT yöneticilerinin ve söz konusu program yapımcısının vatanseverliğini sorgulayacak olanın da aklına şaşarım...
*****
Ülkemizde toplumsal uzlaşma alanında çok önemli mesafeler alınmıştır... Bir yıl öncesi ile bugünü kıyasladığımızda, siyasetin her renginden insanlarımızın, bugün bir uyum içinde olduklarını görürüz... Dün büyük görüş ayrılıkları yaşayan, birbirlerine karşı hoşgörü göstermeyen kesimler, bugün genel bir uyum içine girebilmişlerdir...
Bu, yıllardır özlediğimiz bir gelişmedir... Bu toplumsal uzlaşma ortamının bozulmasına izin verilmemelidir, izin vermemeliyiz...