18 Haziran 2003
Seçime giderken
Bu yılın son çeyreğinde, Kıbrıs Türk halkı için hayati önem taşıyan bir seçim yaşayacağız... Bu seçim Kıbrıs Türk tarihinde bir dönüm noktası olacak... Geleceğine yön verecek... Adeta bir referandum niteliği taşıyacak... Dolayısıyla, bu seçimi, halkın genelinin istemini temsil eden çözüm ve Avrupa Birliği yanlıları kazanmalı...
Bunun bilincinde olan iktidar çevrelerinin, daha şimdiden paçaları tutuştu... Haklılar da... İktidar kaybetmek kolay bir şey olmasa gerek... İktidarı kaybedeceklerini düşünenler, “Eğer muhalifler kazanırsa şunu yaparım, bunu ederim” diye tehditler savuruyor... Yapacaklar... Önemli değil... Çözüm ve AB yoluna çıkanlar da yollarında yürüyecekler...
*****
Çözüm ve AB yanlıları yollarında yürüyecekler de bu yol nasıl yürünmeli?... Hedefe ulaşabilmek için nasıl bir örgütlenmeye girilmeli, nasıl bir tutum izlenmeli?...
Geçtiğimiz günlerde siyaset stratejisi uzmanı Dr. Erhan Göksel’e sorduk, “Meydanlarda toplanan on binlerce insanı, seçim sandıklarına taşımak mümkün mü ve nasıl?”... Yanıtı basitti, “Evet mümkündür. Bu, meydanlarda toplanan halka doğru seçenekleri sunarak sağlanabilir...” Dr. Göksel’e “Doğru seçenek nedir?” diye sorduk... Yanıtı yine basitti, “Meydanlarda toplanan, siyasetin her renginden oluşan insanların vicdan rahatlığı ile oy verebileceği siyasi yapılar...”
*****
Meydanlarda toplanan halka bir bakıyoruz... Siyaset yelpazesinin her kesitinden insanlar kol kola girmiş... Tek sesle haykırıyor, “Annan Planı temelinde çözüm ve Avrupa Birliği”... Peki bunu yapan insanlar, belki de bu hedef dışındaki hiçbir politikalarını benimsemedikleri siyasetçilere, sırf bu amaç için oy verirler mi?... Belki “evet” belki de “hayır”... Seçime tek liste ile gidilmesinde ısrar edenlere göre “evet”... Her iki görüşün de savunucuları var ve mantıklı tezler ortaya koyuyorlar...
Fakat ya yanılıyorlarsa?... Neden böyle bir risk alınsın?... Neden böyle hayati ve tarihi bir dönüm noktasında, kesin görünen başarı riske atılsın?... Neden, meydanlardaki insanlara, gönül rahatlığı ile oy verebilecekleri siyasi seçenekler sunulmasın?... Eğer bu seçenekler, yani doğru seçenekler sunulursa, başarı kesindir...
*****
O zaman, doğru seçenekler nedir?... Doğru seçenekler zaten yavaş yavaş şekillenmeye başladı... Toplumsal muhalefet içerisindeki önemli güç odaklarından biri olan CTP yolunu belirledi... Kısaca özetlemek gerekirse, kimliğini kaybetmeden, kadrolarını partili olmayanlara da açarak, gerekirse amblemini dahi değiştirerek, çözüm ve AB isteyen güçlerle işbirliği yapmak...
Yine solda bir başka yeni oluşum çabası var... Bu da Sayın Mustafa Akıncı’nın önderliğinde, TKP, BKP ve KSP’nin de dahil olduğu bir yapı... Bu yapının da ortaya çıkmasıyla, meydanlarda toplanan sol eğilimli insanlar için doğru seçenekler oluşmuş olur...
Bu durumda geriye, meydanlardaki sağ eğilimli insanlara hitap edecek yeni bir oluşum kalıyor... Merkezde duracak liberal-demokrat bir partinin ortaya çıkmasıyla, meydanlardaki insan selinin seçim sandığına yansıtılması mümkün olur...
Bu üç siyasi oluşum, bir üst yapı altında, seçimlerden sonra koşulsuz işbirliği yapma taahhüdüyle buluşur ve ayrı listeleriyle seçime giderse, başarı kesindir...
Bu nedenle, herkes sorumluluğunu üstlenmelidir...