17 Aralık 2003 

 

Cesur adımlar atılmalı

 

   Kıbrıs Türkü, bütün dünyaya parmak ısırtacak şekilde seçimini yapmış ve iradesini ortaya koymuştur... Her şeye rağmen, yapılan tüm müdahalelere, son dakika vatandaşlıklarına ve seçim rüşvetlerine rağmen Kıbrıs Türk halkı, yüzde 50’nin üzerinde oylarıyla, çözüm ve Avrupa Birliği hedefine “evet” demiştir...

   Ancak bu oyların parlamentoya yansıması, bir kilitlenme görüntüsü yaratmıştır... Barış yanlısı partiler 25, statüko partileri 25 milletvekili çıkarmışlardır... Bu durumda ise barış yanlısı partiler, yani CTP-BG ve BDH, seçim öncesinde ÇABP ile birlikte imzaladıkları protokolle halka verdikleri sözleri yerine getiremeyecek durumdadırlar... Seçimde sağlanan başarı, buna yeterli olamamıştır...

   Bu durumda ise yapılacak olan tek şey vardır... Protokole imza koyan partiler, hiç vakit kaybetmeden oturup protokolü gözden geçirmeli ve yapılabilecek olanlarla yapılamayacak olanları ayırmalıdır... Şu anda gerçekleştirilmesi mümkün olmayan hedefleri ise ertelemelidir...

   Protokolün ana maddelerinin ikisi, şu anda gerçekleştirilemeyecek hedefler olarak görülmektedir:

   Cumhurbaşkanı Denktaş’ın görüşmecilik görevinden alınması ve statüko partileriyle koalisyon yapılmaması... Bu maddelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmadığına göre, bunlar ertelenmeli ve ana hedefe doğru yürümek için cesur adımlar atılmalıdır...

   Protokolün tadilinin hemen arkasından, UBP’nin katı tutumu belli olduğuna göre, Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler, Barış ve Demokrasi Hareketi ve Demokrat Parti arasında bir koalisyon imkanı aranmalıdır... Tabiidir ki, böyle bir koalisyon oluşumunun halkı tatmin edebilmesi için belli şartlar vardır...

   Koalisyon kurulurken, hedefin, 1 Mayıs 2003 öncesi çözüm ve Avrupa Birliği üyeliği olduğu açık bir şekilde vurgulanmalı ve görüşmelere derhal başlanacağı belirtilmelidir... Ayrıca Cumhurbaşkanı Denktaş görüşmecilik görevini sürdürürken, koalisyon partilerinin liderleri ile takviye edilmelidir... Bunun dışında, iyi niyetle görüşmelerin sürdürülüp bir sonuca bağlanacağı konusunda kesin güvenceler verilmelidir... Halkın yarıdan fazlasının Cumhurbaşkanı Denktaş’a güvenmediğini düşündüğümüzde de, bu güvencelerin, Türkiye tarafından, AK Parti hükümeti tarafından verilmesini beklemek de Kıbrıs Türkü’nün en doğal hakkıdır...

   Kendimizi, kendi yarattığımız zincirlerle bağlamamalıyız... Ülkede siyasi çıkmaz yaratılması ancak statükoculara hizmet edecek ve 1 Mayıs 2004 öncesi çözüm fırsatını ortadan kaldıracaktır... Bu nedenle buna fırsat verilmemesi için, en büyük parti olan CTP-BG’nin genel başkanı Sayın Mehmet Ali Talat’ın, herhangi bir görevlendirme beklemeden, derhal bu yönde temas ve çalışmalara başlaması, tüm çözüm yanlılarının beklentisidir...

Ana Sayfa