25 Nisan 2004 

 

 

Yasemin Devrimi

 

14 Aralık 2003, Pazar...

 

Saat 06.50: Beşparmakları seyrediyorum... Beşparmak dağları tedirgin... Sanki yerinden kalkıp Lefkoşa’ya doğru uzanmak istiyor... Sanki harup ve zeytin ağaçları topraktan fırlayacak gibi... Beşparmaklarda seçim heyecanı, kurtuluş heyecanı var...

 

Saat 07.00: Bahçemden pembe bir gül goncası kesiyorum... Gül’ü bir bardak suya koyuyorum... Gül’ün başı dik... Gül gururlu... Gül onurlu... Tıpkı Kıbrıs Türkü gibi...

 

Saat 09.00: Beşparmaklar hala, yerinden kalkmak ister gibi... Yasemin devrimine katkı koymak ister gibi... Beşparmaklar sanki canlı... Beşparmaklar Lefkoşa’ya uzanmak istiyor gibi...

 

Saat 11.30: Oyumu kullanıyorum... Oyumu kullandığım sandık civarında, tanıdığım, tanımadığım, hemen hemen herkes “inşallah kazanacağız” diyor... Kıbrıs Türkü kaderini eline almış... Kim durdurabilir...

 

Saat 11.40: Evime dönmek için arabaya biniyorum... Kıbrıs FM çalıyor... Allah Erdinç Gündüz’ün iyiliğini versin... Nereden bulmuşsa bulmuş, Kıbrıs FM’de buram buram Kıbrıs kokan şarkılar, türküler çalıyor... Gözlerim doluyor, Beşparmaklara bakıyorum... Beşparmaklar da dinliyor... Beşparmaklar da heyecanlı... Beşparmaklar da inançlı ve kararlı... Beşparmaklar da dingin...

 

Saat 12.00: Evime dönüyorum... Kapıdaki yasemin şahlanmış... Sanki bir mesaj vermek ister gibi “ben buradayım” diyor... Her gün varlığını farketmeden altından geçip evime girdiğim yasemin, bana kendisini hissettiriyor... Ve Beşparmaklar bizi seyretmeye devam ediyor...

 

Saat 13.30: Televizyon, hangi parti liderinin nerede nasıl oy verdiğini anlatıyor... Ne önemi var ki... Gül dinlemiyor... Yasemin dinlemiyor... Beşparmaklar yasemini izliyor... Sanki “bu işi yaparsan sen yaparsın” der gibi...

 

Saat 14.10: Paul Bremer açıklıyor: Saddam Hüseyin yakalandı... Tony Blair de bu bilgiyi doğruluyor... Irak halkı kurtuldu... Bizim ise daha dört saatimiz var...

 

Saat 15.00: Radyo Onur Akın’ı çalıyor... Onur Akın “Buralardan böyle ceketsiz gidesim geliyor” diyor... Kendi kendime “Hayır” diyorum... “Gitmeyeceğiz... Yasemin’i, Beşparmakları bırakıp hiçbir yere gidemeyiz... Biz, Yasemin Devrimi’ni gerçekleştireceğiz... Çünkü biz buralıyız”...

 

Saat 17.00: Yürekler ağızlarda... Seçim sandıklarının kapanmasına bir saat var... Nefesimizi tuttuk, bekliyoruz...

 

Saat 18.00: Seçim sandıkları kapandı... Seçim büyük bir olgunluk içinde geçti... Kıbrıs Türkü yine tam not aldı... İlk seçim sonuçları bir saat sonra açıklanmaya başlanacak... Beşparmakların gözü hala Lefkoşa’da...

 

Saat 19.00: Sonuçlar yavaş yavaş çıkmaya başladı... Çözüm ve AB yanlısı üç parti önde...

 

Saat 21.00: Durum belirginleşiyor... Çözüm ve AB yanlıları, çok az bir farkla önde...

 

Saat 23.00: Sonuçlar aşağı yukarı kesinleşti... Milletvekili dağılımı 25-25, oy dağılımı yüzde 51’e 49... İstediğimiz gibi başaramadık... Ama çok önemli bir adım attık... Artık bu ülkede hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...

 

   Yukarıdaki yazıyı, 14 Aralık 2003 seçim günü boyunca yazdım... Niyetim 15 Aralık 2003 Pazartesi günü yayınlamaktı... Ancak beklediğim sonuç çıkmayınca yayınlamak içimden gelmedi... Ancak dün, Kıbrıs Türkü son noktayı koyunca yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.

   Kıbrıs Türkü, dün kullandığı beyaz oylarla dünyaya ne kadar cesur, demokratik ve medeni olduğunu gösterdi. Kıbrıs Türkü, dün kullandığı oylarla, Rumlara büyük bir demokrasi dersi verdi. Kıbrıs Türkü, dün kullandığı oylarla bir dönemi sona erdirdi ve beyaz bir sayfa açtı. Kıbrıs Türkü Yasemin Devrimini gerçekleştirdi. Artık Denktaşsız bir dönem var. Kendisi ne derse desin, yeni dönemde artık Denktaş yok. Hepimize hayırlı olsun.

Ana Sayfa