4 Mayıs 2005

 

İngiltere seçimini yaşıyor

 

   İngiltere’nin başkenti Londra’da seçimi izlemeye çalışıyoruz. 30’dan fazla ülkeden yaklaşık 40 gazeteciyle birlikte. Seçimi ve seçim kampanyalarını iyice anlayabilmemiz için bize brifingler veriliyor… Seçimler pratikte nasıl yapılır; kampanyalarda partilerin tutumları; seçim sonrası İngiltere’nin uluslararası ilişkileri ve dış politikası nasıl şekillenir gibi konuları enine boyuna tartışıyoruz…

   Chatham House isimli düşünce kuruluşunun uzmanlarına Kıbrıs’ı soruyorum… Yeni iktidar döneminde İngiltere’nin Kıbrıs sorununa bakış açısı ne olur? diye… Burada beraber bulunduğumuz Rum gazeteci dostumu üzmek pahasına, “Kim iktidara gelirse gelsin, Kıbrıs önceliğini koruyaycak” diyorlar… “İngiltere, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünden rahatsızlık duymaktadır… Hatta, geçen yılki referandum sonuçlarına bakıldığında ‘Kıbrıs’ı Avrupa Birliği üyeliğine almakla bir hata yapılmış olabileceğini düşünmektedir… Ancak olan olmuştur… Şimdi Kıbrıs Türklerini rahatlatmak ve sorunun çözümünü sağlamak için çaba harcamak gerekmektedir. Seçimi kim kazanırsa kazansın bunu yapacaktır.” şeklinde konuşuyorlar. Seçimi kim kazanabilir konusundaki kişisel görüşleri ise, Blair’in İşçi Partisi…

   Kamuoyu yoklamaları da aynı sonucu gösteriyor… Tony Blair liderliğindeki İşçi Partisi seçimi kazanacak gibi… Kamuoyu yoklamalarına muhalefetin tepkisi aynen KKTC’deki gibi: “Seçim sonucunu kamuoyu yoklamaları değil, gerçek insanların vereceği oylar belirleyecek.”

   Muhafazakâr Parti ve Liberal Demokrat Parti’nin liderleri, seçimlere bir gün kala ilginç bir kampanya sürdürüyorlar… Sanki bu seçimin değil de bir sonraki seçimin kampanyasını yapıyorlar… Blair’in halka ve parlamentoya yalan söylediğini ve güvenilmez olduğunu, bu durumun da önümüzdeki başbakanlık dönemini gölgeleyeceğini söylüyorlar… Yani Blair’in kazanacağını kabullenmiş, ama onu mümkün olduğu kadar zayıflatmak istiyor gibi davranıyorlar…

   Seçimlerde üzerinde en çok durulan konu Irak konusu… Son günlerde Irak’ta bir İngiliz askerinin öldürülmesi de konuyu gündeme getirdi… Ancak tartışılan, Irak savaşı yapılmalı mıydı? Yapılmamalı mıydı? Konusu değil… Muhafazakâr Partinin lideri, aynı şartlar altında kendisinin de savaş kararını vereceğini söyleyerek herkesi şok etti… Tartışılan konu, Blair’in bu konuda halka ve parlamentoya yalan söyleyip söylemediği… Dolayısıyla İngiliz halkının vereceği oy, Irak savaşını destekleyip desteklemediği konusunda bir gösterge olmaktan çok, Blair’e güvenip güvenmediğinin bir göstergesi olacak…

Ana Sayfa