6/8/2007
Karpaz ve Başkanlık Sistemi
Karpaz’a elektrik götürülmesi konusu artık netleşti... Bu tartışmayı artık “Karpaz”, “elektrik”, “çevre” gibi kelimeleri kullanmadan da sürdürebiliriz... Konu şimdi çok basit: Hükümet, Anıtlar Yüksek Kurulu’nun kararına uyacak mı, uymayacak mı?...
Başbakan dahil tüm hükümet yetkilileri, “uymayacağız” kelimesini kullanmadan uymayacaklarını gayet açık bir dille ifade ediyorlar... Normal hukuk devletlerinde aklınızın ucundan bile geçiremeyeceğiniz bir tartışma almış başını gidiyor... Hükümet, aceleciliğinin sebebi konusunda inandırıcı hiçbir gerekçe gösteremiyor... Ama, “ille de yapacağım” diyor...
Yani kısacası konu elektrik falan değil, KKTC’nin bir hukuk devleti olup olmadığı noktasında... Neyse konu yargıda ve mahkemelerimizin en doğru kararı vereceğinden de kuşkumuz yok...
* * *
Son günlerde, nereden çıktığı belli olmayan bir “Başkanlık Sistemi” tartışması başladı... Belki de iyi olur, bilemiyorum... Ama, tartışma yanlış zamanda ve yanlış zeminde yapılıyor... Başkanlık Sistemini destekleyenler, “mevcut sistem çöktü”, “devlet mekanizmaları laçka”, “reformlar yapılamıyor” gibi gerekçeler ortaya koyuyorlar...
Ama sormak lazım, “mevcut sistemi kim çalıştırmıyor?”, “Devlet mekanizmalarını çalıştırmayan veya çalıştıramayan kimler?”, “reformları yapmayan veya yapamayan veya engelleyen kimler?”...
Kısa bir anekdottan sonra bu sorulara yanıt verelim... Geçtiğimiz Perşembe günü Sayın Başbakanımızla bir öğle yemeğinde biraraya geldik... Bir ara kendisine, “Biz Kıbrıslılar, bazen ortaya konan düşünceyi değerlendirmek yerine, düşünceyi ortaya koyan kişinin kimliği üzerinden eleştiri yaparız” sözünü hatırlattım ve “bazen siz de aynısını yapıyorsunuz” dedim... Yanıtı gayet kısa ve açıktı... Hafif tebessüm ederek, “E ben da Kıbrıslıyım... Ben ecnebimiyim?” dedi...
Şimdi yukarıdaki sorulara yanıt arayalım... Mevcut parlamenter sistemi çalıştırmayanlar Çinliler mi yoksa Ruslar mı?... ÖRP’yi kuran ve bütün siyasi dengeleri alt üst edenler Malezyalılar mı?... Parlamentoyu boykot edenler Eskimolar mı?...
Devlet mekanizmalarını çalıştırmayan veya çalıştıramayanlar Sudanlı mı?... Bu kurumların yönetici ve çalışanları İsveçli mi?...
Reformları yapmayan veya yapamayan veya engelleyenler Özbekistandan mı geldi?...
Parlamenter sistemin yerine Başkanlık sistemini koyduğumuzda bütün bunlar bir anda değişecek mi?...
Kısacası bizim esas ihtiyacımız kafa yapımızı değiştirmek... Siyasi sistemimizi değil...