30/8/2007
NTV'ye mektup
Sayın Selim Sayarı,
NTV Kıbrıs Temsilcisi,
Lefkoşa.
Sevgili Selim abi,
Geçen gece Süleyman ağabeyimle buluşmuşsunuz ve ona bizim meselemizi sormuşsun… Ancak ortam uygun olmadığı için fazla konuşamamışsınız… Konuya ilgi göstermen bizleri çok mutlu etti… Biliyorum, bu kadar zaman ilgilenemediniz çünkü Türkiye’nin gündemi çok yüklü… Fakat şimdi Cumhurbaşkanı’nı da hayırlısıyla seçtikten sonra gündem biraz hafifledi…
İzninle olayı ben sana özetlemek istiyorum… Karpaz’ı biliyorsun… Dünya’nın en güzel doğa harikalarından biri ve burada hiç yerleşim merkezi yok… Sadece birkaç küçük tesis ve burunda Apostolos Andreas Manastırı… Bölgede en yoğun nüfus eşek nüfusu, yani bizler… Dipkarpaz köyünde ise, tüm yerleşim merkezlerinde olduğu gibi elektrik var…
Haziran ayında abi, pat diye ihaleye çıkıldı, Dipkarpaz – Zafer burnu arasındaki bölgeye direkler üzerinde elektrik götürmek için… Tabii ki, bu bölgenin Milli Park olması ve koruma altında olması, ve bu şekilde kontrolsuz elektrik götürülmesi vahşi yapılaşmaya yol açar endişesiyle, çevreciler ve biz hemen tepki gösterdik…
Bu tepkiler üzerine Bakanlar Kurulu oturdu ve bölgeyi özel çevre koruma alanı ilan etti… Yani buna göre, bölgenin çevre koruma planı hazırlanana kadar bölgede hiçbir imar faaliyeti yapılmayacaktı… Bu arada, Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu bir karar alarak, bölgeyi doğal ve arkeolojik sit alanı ilan etti ve bölgeye direkler üstünde tellerle elektrik götürülmesinin sakıncalı olduğunu ve bölgede elektrik ihtiyacının alternatif yöntemlerle karşılanması gerektiğini karara bağladı…
Saygıdeğer hükümetimiz ise, bütün bunları göz ardı ederek, bizim ve Hera’nın, çevrecilerin seslerine kulaklarını kapayarak, elektrik direklerini dikmeye başladı… Çevreciler ise, bu yıkımı durdurmak için Mahkeme’ye başvurarak ara emri istediler… Ama hak getire… Mahkeme sürekli erteleniyor… Direkler dikiliyor… Bu acelecilik niye diye sorduğumuzda mantıklı bir yanıt alamıyoruz… Yani hükümet göz göre göre kanun kitap tanımadan kafasına koyduğunu yapıyor…
Korkuyoruz Selim abi… İddialar var, dedikodular var… Altın Kumsal’a turistik tesis yapılacakmış… Bölgede büyük yatırımlar yapılacakmış… Vahşi betonlaşma olacakmış… Korkuyoruz… Çünkü bu gerçekleşirse dünyada bir tek Karpaz’da bulunan bizler, özgür eşekler yok olacağız… Altın Kumsal’da yumurtlayan ve nesilleri tükenmek üzere olduğu için koruma altında olan caretta caretta kaplumbağalarının, yani Hera’nın arkadaşlarının, nesilleri tükenecek…
Bölgeye elektrik gitmesine kimsenin itirazı yok… Önce planlaması programlaması yapılır… Koruma alanları, geliştirme alanları belirlenir… İhtiyaçlar saptanır… En uygun yöntem tespit edilir ve elektrik ondan sonra götürülür… Böyle alel acele, yangından mal kaçırır gibi değil…
Neyse Selim abi, bu konuyu Türkiye kamu oyuna da taşırsan bize, Kıbrıs’a ve tüm insanlığa büyük bir iyilik yapmış olacaksın… İlgin için şimdiden teşekkürler…
Hektor